Uzun zamandır bloğu ihmal ettiğimizin farkındayız. Facebook
ve Twitter sayfalarımızdan sizinle iletişim kurmaya, paylaşmaya devam ettik.
Yeni sezon öncesinde takımın son durumuyla ilgili yazmayı planlıyordum. Ancak
hem işlerimin yoğunluğu hem de Juventus’un Şampiyonlar Ligi’nde yine son adımı
atamayarak kupayı kaldıramamasının ardından yaz döneminde kadroda yaşanan kan
kaybı, yazının sarkmasına neden oldu.
Takımdan ayrılan ve takıma dahil olan isimler oldu. Takımdan
ayrılan isimlerden kuşkusuz en dikkat çekici olanı Leonardo Bonucci. Savunma
için önemli bir isim olmasının yanında, Juventus’un kompakt oyununda da önemli
bi parçayı kaybettik. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde Sevilla ile deplasmanda
oynanan maçı hatırlayanlar dediğimi daha iyi anlayacaktır. Juventus’un ön
alanda yaptığı olağanüstü presin bir ayağını da, arka tarafı güven veren
savunma oyuncuları oluşturuyordu. Bonucci’nin ayrılmasının ardından o bölgeye
herhangi bir transfer yapılmadı ve Allegri’nin dörtlü savunma oynaması
durumunda Barzagli-Rugani-Benatia’dan biri Chiellini’nin yanına gelecek.
Tottenham’la Wembley’de oynanan ve benim de stattan takip
ettiğim mücadelede Juventus’un çok dağınık bir görüntü çizdiği görüldü.
Khedira-Pjanic ikilisi orta sahada fizik olarak çok zayıf kalırken, ikinci
yarıda oyuna giren Marchisio da Tottenham orta sahaları Moussa Sissoko ve Moussa
Dembele ve Eric Dier’e karşı ikili mücadele kazanmakta zorlandılar.
Tottenham’ın orta sahaya kadar çıkardığı savunma çizgisiyle, ön alanda yapılan
prese karşı savunmadan olgun top çıkarmakta zorlanan Juventus, Bonucci’nin
yokluğunu bu sezon bence en çok bu noktada hissedecek.
Juventus Serie A'da sezonun ilk maçına, Cagliari karşısına çıktığı bu dizilişi, bu sezon sıkça görebiliriz.
Allegri’nin 3-4-3
süprizlerini, Bonucci’siz oluşacak savunma tandemi nedeniyle bu sezon daha az
görmemiz muhtemel. Zira hazırlık maçlarında Benatia-Barzagli-Rugani geri
üçlüsünün iyi bir görüntü vermediğini ve sezonun devamında da bu üçlüyü aynı
anda sahada görme ihtimalinin düşük olduğunu söyleyelim. Taraftarlar ise, 4-2-3-1'in Juventus'u merkezi güçlü bir takımdan, kanatları kullanmaya öncelik veren sıradan bir takıma çevirdiğini düşünüyorlar. Tottenham maçı ve Lazio'yla oynanan ve kaybedilen İtalya Süper Kupa finalini düşündüğümüzde haksız da sayılmazlar.
Khedira-Marchisio-Pjanic rotasyonunun yanına yapılan Matuidi
transferi hem nitelik hem de nicelik olarak o bölgeyi rahatlatacaktır. Ancak
Real Madrid’le oynanan Şampiyonlar Ligi finali gösterdi ki, o son adımı
atabilmek için, “bir tık üst seviye oyunculara” ihtiyacını var. Paulo Dybala’yı
bir kenara koyarsak, Gonzalao Higuain, Juan Cuadrado, Mario Mandzukic ve yeni
transfer Douglas Costa’nın bahsettiğim seviyede oyuncular olmadığını
düşünüyorum. Real Madrid’e karşı kaybedilen finalin devre arasında, takımdan
ayrılan Dani Alves’in soyunma odasına çıkardığı rezalet, takımın ikinci yarıda
yaşadığı düşüşün ana sebebi. Ancak buna karşın Real Madrid orta sahasının
üstünlüğüne cevap verilemediği gibi, Dybala’nın sindiği, Higuain’in de Ramos’un
markajında bütün maç gözükmediği bir mücadele izlemiştik.
Juventus’un hücum
rotasyonu hali hazırda Serie A için yeterli gözüküyor. Ancak son 6 sezondur
Serie A’ya ambargo koyup, hanedanlık kurulmasına rağmen taraftarlar artık Şampiyonlar Ligi kupasını
istiyor. 2015 ve 2017’de final oynayan Juventus, bana kalırsa her iki maçı da
“winner” olarak tabir edilen oyuncu eksikliği nedeniyle kaybetti. Sezona
başlarken savunmadan, takımın en önemli parçanın kaybedilmesi, hücum hattına da
belirttiğim titre sahip bir oyuncunun eklenmemesi sebebiyle taraftarlar yeni
sezona girerken Şampiyonlar Ligi’ndeki macera için çok umutlu değil.
Bununla beraber son birkaç sezondur Juventus’u zorlayan Roma
ve Napoli’nin yanı sıra Milan’ın da bu sezona önemli transferlerle ve iyi bir
havayla giriyor olması, Juventus’un Serie A’daki hakimiyetinin de tehlike
altında olduğunu gösteriyor.
Ancak bardağın dolu tarafına bakmak gerekirse, Max
Allegri’nin elinde iyi tanıdığı bir oyuncu grubu var. Diğer takımlara oranla
ana iskelet kadrosu daha oturmuş olan bir takım. Bu iskeletten önemli parçalar
ayrılmış olsa da, Allegri bize daha önce kanıtladığı gibi taktiksel dehasıyla
bu durumu bertaraf edebilir.
YAZAN: ANIL YAZAR