Juventus’un 8 Aralık 2015’ten beri kaybetmemesi, ligde
yakaladığı ivmeyle yeniden zirveye oturması, sakatların iyileşerek takımın
rotasyonunun ve oyunun oturmasının ardından, Bayern Münih’le eşleştiğimizi
öğrendiğim günkü düşüncelerim revizyona uğradı. Buna Bayern Münih’in son 2
aydır düşüşte olan performansı ve stoperdeki sıkıntıları da eklenince tur şansının
%50-50’ye geldiğini düşündüm.
Max Allegri’nin 3-5-2’den 4-4-2’ye evrilebilen sistemiyle
geçen sezon Real Madrid önünde turu geçip finale ulaşmıştık. Bu sezon
sakatlıklar nedeniyle bu silah çok fazla sonuç vermese de Juventus’un oynadığı
dar 4-4-2, yani Pogba-Cuadrado ve Dybala-Mandzukic’li sistem, ilerde pas
istasyonu oluşturduğunuz takdirde, iştahlı oyuncularınız da varsa rakiplerinizi
yarı sahasına hapsedeceğiniz bir sistem haline gelir.
Ancak Bayern Münih’e karşı dün akşam Juventus’un oyuna
fazlasıyla ihtiyatlı başladığını kabul etmekle birlikte oyunun ilk 50
dakikasının Juventus için esaretten başka bir anlam ifade etmediğini belirtmemiz
gerek. Bayern Münih maçın özellikle ilk
yarısında topa öyle bir sahip oldu ki, Juventus’un Bayern Münih için aldığı
önlemler artık bir prangaya dönüştü. Bayern Münih’in yoğun baskısı karşısında
Juventus ilk yarıda Mandzukic’le yakaladığı 1-2 cılız pozisyon dışında rakip
yarı alana yerleşmekte zorlandı. İlerde değil pas istasyonu, 3 pas dahi
yapamadı. Bayern’in oyunu Juventus yarı alanına öylesine sıkıştırıp, oyunun
boyunu o denli kısalttı ki, maçın 27.dakikasında Neuer kendi yarı alanının
ortalarından topu karşılayarak arkadaşlarına servis etti. Bu Juventus’un ilk
yarıda ne denli bir esaret yaşadığının en büyük göstergesiydi. Gol ise maçın
başından beridir Bayern’in bizi vurmak istediği yerden, kanat organizasyonu
sonucu geldi.
İlk yarıdaki gereğinden fazla ihtiyatlı oyun, Bayern’in
dominasyonuna ortam hazırladı.
Prangayı Sturaro
kırdı
Allegri’nin, Bayern’in silahlarını durdurmak adına maça
fazlasıyla önlem alarak başlamasına anlam verilebilir. Ancak stoper tandeminde
Kimmich ve Alaba’yla başlayan Alman ekibine karşı oyunun belli dakikalarından
itibaren diş göstermek gerekirdi. Nitekim oyunun ikinci yarısında başa baş
oynadığımız, hatta domine ettik diyebileceğimiz son 30 dakikasında 2-0’dan 2-2’yi
bulmayı başardık.
Juventus özellike Serie A’da, Pogba-Khedira- Marchisio
üçlüsüyle fizik olarak rakiplerini orta sahada sürklase edebiliyor. Burada işin
büyük kısmını Marchisio ve Pogba kotarıyor. Geçen sene Real Madrid’i yarı
finalde saf dışı bırakırken Allegri’nin silahlarından biri de ani ön alan
presleriydi. Ancak Vidal’ın ayrılığı sonrası Khedira’nın Şilili kadar diri
olmaması sebebiyle bu sezon şu ana dek bu ön alan presleri bir baskın
niteliğinden çıkmış durumda. Öndeki isimlerden Dybala ve Mandzukic’in de ilk
yarıda neredeyse ceza sahası önlerine kadar yaslandığını defalarca gördük.
İlk yarıdaki esaret ve yenilen ikinci golün ardından
Juventus’un Allianz Arena’ya 2-2 ile gitmesi umutları taze tuttu. Özellikle
ikinci yarının son 30 dakikasındaki oyun etkileyiciydi. Allegri’nin Sturaro-Khedira değişikliği
kritikti. İleride Morata-Mandzukic ikilisini oluşturarak, Bayern’in merkezdeki
kırılganlığını kullanmak istedi. Oyunun son bölümlerinde nicelik olarak olmasa
da nitelik olarak etkili sonuçlar verdi.
Maç öncesi dün gecenin sloganı ‘Kahraman ol’du. Juventus
adına dün gecenin kahramanı, beraberlik golünü kaydederek umutları diri tutan
Sturaro oldu.
YAZAN: ANIL YAZAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder