15 Temmuz 2014’te, sezonun başlamasına birkaç gün kala, Conte’nin
istifasıyla başlayan sürecin ardından Juventus, İtalya’daki hakimiyetini sarsılmaz hale
getirdi. Şampiyonlar Ligi’nde final oynadı ve bu sezon 12 puan gerisine düştüğü
zirve yarışında, lig sonunda rakiplerine 12 puan fark atarak yine şampiyon oldu.
Bu dominasyonun arkasında, Conte’nin varisi olmak için pek uygun görülmeyen ve
kendisini resmi imza törenine götüren arabası taraftarlar tarafından
tekmelenen, tükürülen Massimiliano Allegri var.
Geçen sezon kıtanın dışına çıkılarak, Avrupa’yı sallayan
Allegri ve öğrencileri, Barcelona karşısında üçleme yapmayı başaramadı ama
Yaşlı Hanımefendi’nin Avrupa arenasına yeniden döndüğünü ilan etti. Ancak
finalin ardından Andrea Pirlo, Arturo Vidal ve Carlos Tevez gibi ilk 11’inden
direkt olarak üç oyuncu kaybeden Allegri, bu isimlerin yerine Sami Khedira, Paulo
Dybala ve Mario Mandzukic’i dahil etti. Uğruna 40 milyon dökülen ve büyük
umutlar bağlanan genç Dybala ile bonservissiz olarak transfer edilen Khedira
transferinde Juventus’un hedefi 12’den vurduğunu söyleyebiliriz. Kariyeri
düşüşte olan Mario Mandzukic’in, Carlos Tevez’in ayrılmasından sonra taraftarı
tatmin etmediği kesin. Hırvat forvetin Bayern Münih’le oynanan Şampiyonlar Ligi
rövanşında takımını açık hedef haline getirdiği oyununa aşağıda değineceğim.
Sıkıntılı başlangıç
Pirlo ve Vidal’in ayrılığından sonra Allegri’nin orta sahada
yeni bir düzenlemeye gitmesi kaçınılmazdı. Ancak bu yeni düzende Allegri’nin
elini güçlendiren bir koz vardı. Pirlo’nun ortasahadaki yumuşak oyunuyla düşürdüğü
savunma direnci, Marchisio’nun Pirlo’nun layığıyla yaptığı “Regista” rolüne
geçişi, Khedira’nın gelişi ve Pogba’nın varlığıyla bu sezon sorun olmaktan
çıkacaktı.
Ancak daha lig başlamadan Marchisio ve Khedira’nın yaşadığı
uzun sakatlık dönemi Allegri’nin planlarını suya düşürdü. Allegri’nin 3-5-2’den
rahatlıkla 4-4-2’ye dönebilen sisteminde, Pogba’nın yanında oynayan Padoin,
Sturaro ve Pereyra’lı orta sahasıyla Juventus ligin ilk haftalarında arka
arkaya kayıplar yaşadı.
Sol şeride
geçtiler
Ligin ilk 6 maçında 3 mağlubiyet, 2 beraberlik alan ve tek
galibiyetini de Genoa deplasmanında alabilen Juventus, Khedira ve Marchisio’nun
dönüşüyle birlikte yükselişe geçti. Şampiyonlar Ligi’nde gruplara ikide ikiyle
başlanmasının ardından ligde de işler yavaş yavaş yoluna girmeye başladı. Dybala
ve Pogba’nın çok kötü oynadığı Sassuolo deplasmanında 1-0 kaybettiler. Ekim
sonundan itibaren sol şeride geçtiler ve arka arkaya 15 maç kazandılar.
Toplamda ise 26 maçın 25’ini kazandılar, birinde berabere kaldılar. Bu müthiş
seri, geçtiğimiz pazar günü Verona’da 2-1’lik mağlubiyetle sona erdi.
Savunma sanatı
sekteye uğradı
Şampiyonlar Ligi’nde Sevilla’ya son maçta kaybederek grup
liderliğini veren Juventus, 2.turda Bayern Münih’le eşleşti. Juventus Arena’daki
ilk maçta dar 4-4-2 ve ilerde Morata ve Dybala ile oluşturulacak pas
istasyonuyla eksik Bayern karşısında avantajlı bir skor yakalayacağını
düşündüğüm Juventus, maça fazlasıyla ihtiyatlı başlamış ve 2-0 geriye düştüğü
maçı 2-2’ye getirerek, yaptığı geri dönüşle rövanş öncesi umut vermişti.
Allianz Arena’daki rövanş öncesi Chiellini, Dybala ve
Marchisio’nun sakatlığıyla Allegri’nin elindeki rotasyon bir hayli daralmış
oldu. Oyunu yine kendi yarı sahasında kabul eden Allegri, defans hattında
eksikleri bulunan Bayern’in savunma arkasına atılacak uzun topları ve Morata’nın
delici driblinglerini kullanmaya çalıştı. Khedira’nın da yükselen formuyla
birlikte savunmanın önündeki kesici oyunuyla Juventus arkada sağlam dururken,
soyunma odasına da 2-0 önde girdi.
İkinci yarıda Khedira’nın oyundan çıktığı bölüme kadar oyunu rölantide
götürmekte zorlanmadı. Khedira’nın ardından Morata’nın çıkışı Juventus’un takım
savunmasını büyük sekteye uğrattı. İspanyol golcü oyunda kaldığı süre boyunca
Xabi Alonso’ya yaptığı presle Bayern ataklarının olgun bir şekilde
şekillenmesini engelledi. Ancak Khedira ve son olarak da Morata’nın çıkışıyla
Xabi Alonso ve Vidal orta sahada tabiri caizse cirit attılar. Morata’nın yerine
oyuna giren Mandzukic, Morata’nın Alonso’ya yaptığı presi yerine getirmedi ve
Juventus savunması direkt olarak rakibin baskısını üzerinde hissetmeye başladı.
89 dakika boyunca kusursuz oynayan Evra’nın kaptırdığı top sonrası yenen golle
maç uzadı. Morata ve Cuadrado’yu kenara alan Allegri’nin elinde uzatma
dakikaları için hamle şansı da kalmadı ve tur Max’ın ellerinden kayıp gitti.
Son 4 takıma ve finale kalan takımlara baktığımız zaman, Juventus’un Bayern’i
elemesi halinde kupa için iddialı takımlardan biri olabilirdi.
Juventus’un geçen sezon özellikle Real Madrid’e karşı sıkça
kullandığı ani ön alan baskınlarını bu sezon çok fazla göremedik. Vidal’ın
ayrılığı sonrası Khedira’nın Şilili kadar diri olmaması sebebiyle bu sezon ön
alan presleri bir baskın niteliğinden çıktı. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi
Khedira’nın, Pirlo’ya oranla Juventus orta sahasını daha sert ve mücadeleci bir
hale getirdiği de kesin ki bunun en iyi örneği olarak Bayern Münih maçında
Khedira öncesi ve sonrası Juventus’unu verebiliriz.
Juventus'un sezonunu değerlendirirken bu sezon 10 numaranın hakkını verdiğini söylememiz gereken Pogba'ya değinmeden olmaz. Sezonun ilk bölümünde sendelese de Fransız oyuncu Juventus orta sahasına dünya standartlarında bir katkı sağladı ve "HI5TORY" de öne çıkan isimlerden oldu.
Üç büyük oyuncusunu kaybetmesine, sezon başında yaşanılan
sakatlıklara ve zirvenin 12 puanın gerisine düşmesine rağmen Juventus, Allegri’nin
meziyetleriyle geriden gelip zirvedeki yerine yine oturdu ve üst üste 5.kez olmak
üzere 34.şampiyonluğunu (taraftarların rakamı) kazandı. Serie A’nın son
yıllarda düşen kalitesine rağmen Şampiyonlar Ligi’nde de iyi işler yapılıyor ve
yapılmaya devam edilecek. Torino günleri de, Allegri’nin CV’si için iyi bir
referans, biyografisi için de unutulmaz yıllar olarak yerini alacaktır.
YAZAN: ANIL YAZAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder