This is not the official website of Juventus F.C. S.p.A. All the trademarks JUVENTUS, JUVE, and are exclusively owned by Juventus Football Club, Turin, Italy. The Official website of Juventus F.C. S.p.A. is www.juventus.com

Bu web sitesi Juventus F.C. S.p.A’nın resmi internet sitesi değildir. JUVENTUS, JUVE ve markalarının tamamı münhasıran Torino, İtalya adresinde bulunan Juventus Futbol Kulübüne aittir. Juventus F.C. S.p.A. ‘nın resmi web sitesi www.juventus.com ‘dur.

15 Eylül 2014 Pazartesi

Rakiplerimizi Tanıyalım - Şampiyonlar Ligi Grup Analizi


ATLETICO DE MADRID

Real Madrid ve Barcelona arasında geçen ve tek düzeliğe inmiş olan La Liga’da bir devrim yaparak geçen sezon efsanevi bir şampiyonluk kazanan Atletico Madrid, Şampiyonlar Ligi finalinde ise kupayı skora aldanmazsak kılpayıyla kaçırdı. Sezona ise hem İspanya Süper Kupası’nda hem de ligde Real Madrid karşısında aldıkları epik zaferlerle girdiler.

Teknik Direktör Diego Simeone transfer döneminde de kalitesini gösterdi. Takımın önemli ve kilit oyuncuları takımdan ayrılmasına rağmen geçen sezon yakalanan başarının takım olgusu olduğunu bilen Simeone, bu nedenle transfer döneminde de yıldız isimler yerine takım uyumunu yakalayacak oyunculara yöneldi ve nokta transferler gerçekleştirildi.

Zaten Chelsea’nın kalecisi olan Courtois başta olmak üzere, Filipe Luis ve Diego Costa’yı da Chelsea’ye kaptıran Atletico Madrid’de yaprak dökümü bunlarla sınırlı kalmadı. Adrian Porto’ya,  Diego Ribas Fenerbahçe’ye, Jose Sosa önce Metalist’e ardından Beşiktaş’a ve David Villa ise Amerika Ligi’nde New York’un  yolunu tuttu. Kadroda yer alan kalecilerden Roberto Olympiakos’a, Asenjo ise Villareal’le anlaşırken, geçen sezon Şampiyonlar Ligi finalinde oyuna sonradan girip yenen iki golde hatası olan Belçikalı Alderweireld ise Southampton ile sözleşme imzaladı.

Takımdan ayrılan bunca önemli isim varken Diego Simeone yerlerine nokta atışlar yapmayı tercih etti. La Liga’dan tanıdığımız Fransız orta saha Antoine Griezmann (R.Sociedad), Mario Mandzukic (Bayern Münih), Raul Jimenez ( Meksika Ligi) Alessio Cerci (Torino), Guilherme Siqueira (Granada) ve Jesus Gamez (Malaga ) takıma katılan isimler oldu. Kaleci kadrosunda yaşanan sıkıntı ise Getafe’den Moya ve Benfica’dan Jan Oblak transferleri ile çözüldü.

 Arjantinli teknik adam Diego Simeone, pek çok kişiye göre vasat bir oyuncu topluluğundan bir La Liga şampiyonu ve UEFA Şampiyonlar Ligi finalisti bir takım çıkarmayı başardı. Geçen sezon, 18 yıl aranın ardından kazanılan La Liga şampiyonluğuyla Madrid’in diğer tarafında da bir takım olduğunu gösterdiler.

Maçlarını benim de yakından görme fırsatı bulduğum tarihi Vicente Calderon Stadı’nda oynayan Atletico Madrid’de teknik direktör Pablo Diego Simeone, takımını  4-4-2 şeklinde sahaya sürüyor.  Orta alanı ele geçirme prensibi üzerine kurulu olan oyun anlayışlarıyla, alan daraltarak sahanın neredeyse her noktasında rakibe amansız bir baskı yapabiliyorlar. Özellikle en uçtaki ileri ikili, orta sahadaki 4’lü ile birleşerek 6’lı bir hat oluşturuyor ve orta sahada rakibe nefes aldırmayacak büyük bir baskı yapıyor.

Kanatlarda yer alan Griezzman ve Koke gibi oyuncuların merkez orta saha menşeili olması sebebiyle çokça zaman içe kat ederek oynadığı görülüyor.  Arda Turan’ın da oynadığı karşılaşmalarda Koke ve Griezzman gibi bu özelliğini zaman zaman sahaya yansıtıyor.

Sol ön gibi oynamasına rağmen Koke, Gabi, Mario Suarez ve Raul Garcia takımın bence en önemli isimlerinden. Çünkü  yetenek ve şova yönelik anlayış yerine genellikle her maç için canını ortaya koyan Atletico Madrid’in Mandzukic gibi bir golcüsü olsa da sezon içerisindeki gidişatı ve hedefleri yine orta sahadaki savaşçı oyuncular belirleyecektir.  Takımın bireysel yetenek olarak önemli bir yaratıcı silahı olmaması nedeniyle bazı maçlarda gol yollarında sorunlar yaşayabiliyorlar. Bu da aslında Simeone’nin takıma kazandırdığı her maç için canını vermeye hazır savaşçı takım özelliği ile bertaraf ediliyor.


OLYMPIAKOS

Geçen sezonu Yunanistan Süper Ligi’nde en yakın rakibi olan PAOK’un 17 puan önünde şampiyon bitiren Olympiakos, geçen sezon da bu arenada yer almış ve Manchester United’la eşleşmişti. Pire’de 2-0 kazandığı maçın rövanşında İngiltere’de 3-0 mağlup olmuş ve  Şampiyonlar Ligi’ne veda etmişti.
Son 4 sezondur Yunanistan Süper Ligi’nde zirveyi kimseye bırakmayan Olympiakos, geçen sezon 41. Şampiyonluğunu elde ettiği Yunanistan Süper Ligi’nde en çok şampiyonluk yaşayan takım konumunda bulunuyor.

Kadrosunda başta Eric Abidal, Alejandro Dominguez, Ibrahim Afellay, Konstantinos Mitroglou, David Fuster  olmak üzere dikkat çeken pek çok ismi barındıran Olympiakos maçlarını 33 bin kişilik Karaiskakis Stadı’nda oynuyor.  Pire ekibini, futbolculuk kariyerinde 14 sezon boyunca Real Madrid’de forma giyen Michel çalıştırıyor.

Olympiakos’un son 4 sezondur gösterdiği dominant performansın ardından, stoper Konstantinos Manolas ve Holebas Roma’nın, Andreas Samaris Benfica’nın yolunu tutarken Avraam Papadopoulos Trabzonspor’a transfer oldu. Takımda kiralık olarak oynayan ve geçen sezonki performansıyla dikkatleri üzerine çeken Kosta Rikalı Joel Campbell ise tüm yaz boyunca başta Galatasaray olmak üzere çeşitli takımlarla adı anılsa da, bonservisinin bulunduğu Arsenal’e geri döndü ve kadroya girmeyi başardı.

Takıma dahil olan isimlere bakarsak, Monaco’dan (bonservissiz) Eric Abidal ve Delvin N’dinga, Barcelona’dan (kiralık) Ibrahim Afellay, Anderlecht’ten Luka Milivojevic, Guarani’den Jorge Benitez,  Atletico Madrid’den kaleci Roberto, Fulham’dan Kasami ve Mitroglou, Sevilla’dan Alberto Botia gibi oyuncular kadroya dahil oldu. Ancak en dikkat(!) çekici olanı ise ayrı belirtmek istedim. Gençlerbirliği’nden 2 Milyon Euro’ya transfer edilen Jimmy Durmaz da Olympiakos’un Şampiyonlar Ligi için UEFA’ya gönderdiği listede kendine yer buldu.

Olympiakos çoğunlukla 4-2-3-1 ile sahaya yayılan bir takım.  Rakibe fazla alan bırakmayan, pres uygulayan ve özellikle evindeki maçlara taraftar desteği ile coşkulu başlayan bir takım Olympiakos. Deplasmanda oynadıkları maçlarda ise bu baskı ve presi maçın geneline yaymak konusunda sıkıntı yaşıyorlar.  Ancak karşılaşmaların dengede ve 0-0 gittiği dönemlerde çok iyi alan daraltan Michel’in takımı, rakibi doğru yerde ve mesafede karşılayarak takım savunmasını da çok iyi yapabilen bir takım.


MALMÖ  FF

Geçen sezon İsveç Ligi’ni en yakın rakibinin 5 puan önünde şampiyon olarak tamamlayan  Malmö, İsveç’in en başarılı kulüplerinde biri konumunda.  18 şampiyonluğu bulunan Göteborg’un ardından geçen sezon Allsvenskan Ligi’ni 17. kez şampiyon tamamlayan  güney İsveç  temsilcisi, maçlarını 24 bin kişilik Swedbank Stadı’nda oynuyor.  1910 yılında kurulan Malmö takımı, 14 İsveç Kupası şampiyonluğunun yanında bir de oynadığı Avrupa Kupası finaliyle dikkat çekiyor. 1979 yılında Notthingam Forest ile oynadığı Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalini 1-0 kaybeden Malmö , Şampiyonlar Ligi’ne bu sezon 13.kez katılıyor.

Bu sezon kadrosunda parlattığı isimlerden sol bek Miiko Albornoz’u Hannover 96’ya, Pontus Jansson’u da Torino’ya gönderen İsveç ekibinin kadrosundaki Türk asıllı oyuncular dikkat çekiyor. Mahmut Özen’i Kayseri Erciyesspor’a kiralayan Malmö’nün şu anki kadrosunda şu anda Makedonya pasaportu da bulunan Erdal Rakip bulunuyor.
Malmö’nün kadrosunda 5 milli oyuncu bulunuyor. Marcus Halsti Finlandiya, Agon Mehmeti Arnavutluk,  Emil Forsberg, Guillermo Molins ve Magnus Eriksson ise İsveç milli takımında mücadele eden isimler.

Nörkoping’den Isaac Thelin, Club Brugge’dan Kofi Adu, Palermo’dan Agon Mehmeti ve Atvidabergs’den Anton Tinnerholm’u kadrolarına kattılar. Takımın en önemli gol silahı olarak geçen sezon 8 gol kaydeden Uruguay asıllı İsveçli Guillermo Molins, Markus Rosenberg, ve Magnus Eriksson ön plana çıkan isimler.  Geçen sezon özellikle Molins ve Rosenberg’den oluşan forvet hattıyla  etkili olan Malmö’nün başında Age Hareide bulunuyor. 60 yaşındaki teknik adam takımını genellikle  4-4-2 düzeninde sahaya sürerken özellikle deplasman maçlarında en uçtaki ileri ikiliyi orta sahaya yanaştırarak bir çift 6’lı yaratıyor ve orta sahayı kalabalık tutmayı amaçlıyor.

JUVENTUS BU GRUPTA NE  YAPAR ?

Geçen sezon yaşanan Galatasaray travmasından sonra bu sezon öncelikli hedefin gruptan çıkmak üzere yapılması gerekiyor. Tabiki Juventus gibi büyük bir kulübün hedefleri büyük olmalı. Ancak uzun süredir net bir Avrupa kupası başarısı yaşanmamış olması da yere sağlam basmak gerektiğini gösteriyor.

Grupta Malmö’nün şansının olmayacağı kesin gibi. Sonuçta futbol sürprize açık bir oyun ama bu grupta Malmö’nün üst tur şansından çok evinde çelme takma ihtimali üzerinde durulması gerekir. Juventus’un Pirlo ve Vidal gibi önemli iki eksiğin olduğu dönemde gruptaki ilk maçını Malmö ile içerde oynaması büyük bir şans. Ancak Atletico gibi iyi alan daraltan ve  karakteristik olarak oyun tarzı Juventus’a benzeyen bir takıma karşı bir hayli zorlanacağını düşünüyorum.  Olympiakos karşısında da Juventus’un işi kolay olmayacaktır. Michel’in Olympiakos’u orta alanda aynı Atletico Madrid’in yaptığı gibi benzer bir 6’lı blok oluşturarak disiplinli bir takım savunması oluşturuyor. Pirlo ve Vidal’in sakatlık dönüşü nasıl bir performansla dönecekleri önemli. Üstelik Allegri'nin takıma henüz dar alanda rakibi karşılama konusunda yol aldırdığını da düşünmüyorum.


Kişisel fikrim; Atletico Madrid’in gruptan lider çıkacağı yönünde. Juventus’un da  Malmö’den herhangi bir kaza kurşunu yemediği takdirde Olympiakos’un üstünde grubu bitireceğini düşünüyorum.

                                                                       HAZIRLAYAN : ANIL YAZAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder