Tam 12 sene bekledik Juventus taraftarları olarak bu
seviyedeki bir maçı. 2006’da Calciopoli Skandalı (skandal diyorum çünkü
yargılama sürecinin öncesinde ve sonrasında gelişen olaylarla ayrı skandallar
ortaya çıkmıştı) sonrasında büyük bir düşüş yaşayan Bianconeri, 12 yıl sonra
Şampiyonlar Ligi yarı finalinde boy gösterdi. 2006’dan sonra yaşanan büyük
düşüşün ardından son 2011-2012 sezonuyla birlikte yeniden şahlanmaya başlayan
Juventus, kuşkusuz bu günleri bizlere çok özletmişti. Her şey teyzemin ben 5
yaşındayken İtalya’dan getirdiği Del Piero formasıyla başlasa da, Juventus
benim için pes etmemenin ve mücadelenin de anlamı oldu artık. Kendimi bu takıma
daha da ait ve bağlı hissetmeye başladım. Ve işte pes etmeyen ve yeniden ayağa
kalkan Bianconeri, dün gece 2003’e gönderme yaptı ve Real Madrid’i bir kez daha
yendi.
Max Allegri, bu sezon ligde 3-5-2 üzerine kurulu taktiğe
sadık kalırken, zaman zaman 4-4-2’ye de dönerek takımın gemini serbest
bıraktığı maçlar da oldu. Monaco ile içeride oynadığımız maçta galibiyet
golünün geldiği süreye kadar 4-4-2’ye sadık kalınmış, daha sonra 3-5-2’ye
dönerek orta sahayı ve merkezi sıkı tutan ve kazanılan toplarla ani atağa
çıkılarak rakip kaleye inmeye çalışan bir Juventus izlemiştik.
Devre arasında Genoa’dan geri çağırılan 22 yaşındaki
Sturaro, Pogba’nın yerine ilk 11’de başladı. Savunmada ise Barzagli kesik yedi
ve Allegri 4-4-2’yi tercih etti. Pirlo’nun merkez rolünü üstlendiği bir orta
sahayla, Marchisio, Sturaro ve Vidal’in yoğun pres gücüyle, hem sayısal olarak
hem de fizik olarak Real Madrid’e üstünlük sağladık. Morata ve Tevez’in de orta
sahaya gelerek alan daralttığı bir düzende Juventus her zaman olduğu gibi
kazanılan toplarla hızlı bir şekilde rakip kaleye inmeyi başardı. İlk 20
dakikada bu stratejinin sonucu olarak 3-4 Juventus atağı izledik ancak golü Max
Allegri’nin de maçtan önce öngördüğü gibi sol bek ve sol stoper arasına atılan
bir top sonucu bulduk.
Maçtan önce İspanyol ve İtalyan medyaları Allegri’nin maç
öncesi planını yazdığı kağıdı ele geçirmiş
ve kağıtta sol bek Coentrao ile Sergio Ramos arasında atılacak paslarla
Juventus’un gol arayacağı yazıyordu. İlk golde Marcelo – Varane ikilisinin
arasındaki boşluğa harika sızan Tevez, bu taktiği doğrularcasına bir şut
çıkardı, devamında Morata ile 1-0 öne geçtik. Allegri’nin planında sol bek
Coentrao, sol stoper ise Ramos’tu. Sahadaki isimler ise Varane ve Marcelo’ydu.
Juventus bu sezon en cesur futbollarından birini ilk 20
dakikada oynadı. Savunma dörtlüsü fazlasıyla öne çıkarak, orta sahadaki
isimlerle birlikte alanı çok iyi daralttı. Modric’in yokluğunda orta sahada
görev alan Ramos’u pres merkezi olarak gören Juventus orta sahası, İspanyol
ismin üzerinden ani bir pres başlatarak Real Madrid ataklarının olgunlaşmasını
engelledi. İlk 20 dakika boyunca kusursuz bir Juventus vardı. Daha sonra
Bale-Ronaldo kanat değiştirdi. Juventus savunma merkezi o kadar sağlamdı ki,
Ronaldo ve Bale sürekli gezinerek bu sette bir boşluk aradılar. Ancak buldukları
beraberlik golü, savunmayı merkezden yaramayacağını anlayan Real Madrid’in,
oyunu kanatlara yönlendirdiği bir pozisyon sonrasında geldi. Bu golde
Lichtsteiner’in Ronaldo’nun kademesine girmeyi unutarak uyduğunu belirtelim. Yine buna benzer bir pozisyonda bu kez sağ
kanattan gelişen bir atakta ise Isco’nun ortasında James Rodriguez direğe
takıldı. Bu pozisyonda şans bizimleydi ve bu pozisyon Real Madrid’in maç sonuna
dek bulacağı son net pozisyon oldu.
İkinci 45’e de yine bizim daha etkili başladığımızı
söylememiz mümkün. Real Madrid’in cümbür cemaat kalemize yüklendiği bir
kornerin ardından Tevez’le başlayan ani atakla bir anda rakip kalede
bitiverdik. Carvajal’ın müdahalesine sarı kart dahi vermeyen Atkinson, aynı
Carvajal’e daha sonra bir başka pozisyonda sarı kart verdi. Carvajal dün
kırmızı kart görmeden maçı tamamladıysa bunu, Murat Kosova’nın da dediği gibi
kendisini oğlu gibi seven Atkinson’a borçlu. Carlitos’un penaltısıyla yeniden
öne geçtikten sonra Barzagli- Sturaro değişikliğiyle 5-3-2’ye döndük. Real
Madrid de Chicharito’yu alarak baskının dozajının daha da artıracağını
gösterdi.
Bu dakikadan itibaren daha çok kontra bulabileceğimizi
düşünmüştüm. Morata ve Tevez gibi iki hızlı hücumcunun oyundan çıkmasının
ardından iki tehlikeli kontra atak şansının Llorente’ye denk gelmesi ise
Juventus’un şanssızlığı oldu. Real Madrid çok bunaltıcı olmasa da kalemizde
baskı kurdu ancak Juventus baskı kaldırabilen ve baskı altında oyunun uzun
bölümünü oynayabilen nadir takımlardan biri olduğunu bir kez daha gösterdi.
Maçın başından itibaren inanılmaz mücadele eden Arturo Vidal’ın merkezdeki
mükemmel kesiciliği, Morata-Tevez ikilisinin uyumu Juventus’u dün akşam zafere
taşıdı. Chiellini’nin mücadelesini ve konsantrasyonunu anlatmak istersek de bu
yazının ilk fotoğrafına bakmamız yeterli olacaktır. İtalyan stoper maçtan önceki duygularıma tercüman olmuş adeta: "Salın hepsini üstüme gelsinler"
Bernabeu’da ne olur?
2-1’lik skorumuza rağmen deplasman golüyle avantaj Real
Madrid’de gözüküyor. Son 3 sezondur Avrupa’daki en başarılı sezonumuzu
yaşadığımız aşikar. Llorente ile son dakikada gelen fırsatla 3-1’i yakalayabilseydik,
yoğun baskı altında da olsa Bernabeu’da turu geçeceğimizi söyleyebilirdim. Şu
şartlar altında da olumsuz konuşmuyorum tabi. Real Madrid’in rövanş için sahaya
bilenmiş bir şekilde çıkacağı kesin. Allegri’nin takımını sahaya, dün akşamki
maçın ilk 20 ve ikinci yarının ilk 15 dakikalarındaki gibi agresif bir
anlayışla mı yoksa defansif bir anlayışla oyunu tamamen kendi yarı alanında
kabul eden bir stratejiyle mi çıkaracağı belirleyici olacaktır.
YAZAN: ANIL YAZAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder